Eray Reklam ARED üyesidir. Kurucularımızdan Aynur ÇAKIR hanımefendinin sektördeki tarihimizi anlattığı yazısını sizlerle paylaşmak isteriz.

1968 yılında Sivas da dünyaya gelen Aynur Çakır, ilk, orta ve lise eğitimini Sivas’ta tamamladıktan sonra Ankara Üniversitesi Ziraat Mühendisliği Fakültesi’ni kazandı. Öğrencilik yıllarında tanıştığı ve okul arkadaşı olan şu andaki eşi Erkut Çakır ile birlikte temeli öğrencilik yıllarına dayanan ticarete atılma hayallerini gerçekleştirme serüvenleri ise 1993 yılında, üniversiteden bir arkadaşlarının ağabeyinin onlara reklam malzemesi olarak kullanılan, arkası yapışkanlı bir kağıttan (folyo) bahsetmesi sonucunda, bu malzemenin pazarlamasını yapıp yapamayacaklarını sorması ile başladı. Bu malzemenin gelecekte pazar payının çok yüksek olacağına inandılar ve teklifi kabul ettiler. Böylece asıl meslekleri olan mühendisliği hiç yapmadan reklam sektörüne folyo ile ilk adımlarını atmış oldular. Tüm Türkiye’yi, her il ve ilçesini gezdiler ve küçük parçalara böldükleri bir rulo folyo ile ürünün tanıtımını yapmaya çalıştılar. O dönemlerde ulaşım ve iletişim şimdikinden çok daha zordu, öyle ki cep telefonu dahil bulunmuyordu. İş ağlarını oluşturmak için, gittikleri yerlerde bir tabela gördüklerinde, tabelanın sağ alt köşesinden tabelayı yapan kişinin ismini alıp kişiyi çevreye sorarak, adresini bu şekilde öğrenerek yanına gittikleri zorlu yöntemlerle iş ağlarını kurmak için çabaladılar. Bir tabelacıyı bulduklarında, başka tabelacıları da sorarak ve onların adresini de bularak iletişim listelerini geliştirdiler. Böylece geniş bir tabelacı arşivine sahip oldular. Bu süreç oldukça zorluydu. Bir yıl boyunca belki de ancak 2 rulo malzemeyi satabilmişlerdi. Çünkü malzeme o dönemdeki döviz birimi olan Mark ile satılıyordu. Tabelacılar ise bir kutu boya ile 1 mt folyo fiyatına belki 20 adet tabela yapabilirlerdi. Onlara siz akıllı gençlersiniz, böyle bir malzemeyi satabileceğinizi nasıl düşünüyorsunuz diyen çok olmuştu , fakat çıktıkları bu zorlu yolculuktan kimse onları alıkoyamamıştı. Onlar seçtikleri bu vizyon uğruna, pes etmeden, rutin aralıklarla seyahatlerine devam ettiler. Bahsedilen bu dönemi mobil olarak ve evden geçirdikten sonra ortak bir firma ile yollarına devam ettiler.
1996 yılında Ankara’da kendi firmalarını kurdular. Artık sadece folyo satmıyorlardı ve sektörde çok sayıda müşterileri, dostları ve çözüm ortakları olmuştu. Her zaman için geçerli olan, ticaretin kalbinin daha hızlı attığı İstanbul’da da bir şube açtılar. o yıllarda ithalata da başladılar. Folyo ile başlayan serüvenlerine diğer reklam malzemelerini de katıp reklam malzemecisi olarak ticarete devam ettiler. 27 yıldır büyük bir başarıyla bu süreci yönettiler. O dönemde malzemenin yanı sıra plotter da satmaya başladılar. O zamanlar 286 bilgisayarlar mevcuttu ve çoğu tabelacı zaten bilgisayar kullanmayı bilmiyordu, bazılarının ise bilgisayarı yoktu. Sektör henüz teknoloji ile entegrasyonunu sağlayamamıştı ama bir yandan da mevcut duruma ayak uydurmak zorunda olduğunun da farkındaydı. Vizyoner ve imkan sahibi olan meslektaşları mutlaka birer plotter satın aldılar. İmkanı olanlar bunu yapabildi çünkü plotter o dönemler için çok pahalıydı. Hatta Anadolu’dan plotter almaya gelen müşterileri eşlerinin bilezikleriyle, altınlarıyla gelirdi ya da arabasını getirirdi. Bu kişiler getirdikleri eşyaları kuyumcudan bozdurur, galeriye götürür satar, makinenin parasını öyle verirlerdi. Satın almak çok zordu ama bir o kadar da mecburiydi, çünkü işin gelişmesi için bu ürünler çok değerliydi. Bugün hala o zamanlar sattıkları plotterları kullanan müşterileri bulunuyor. Bu adımları beraber attıkları müşterilerinin çoğu, şimdi sektörün en köklü üreticilerinden oldular. Çakır bu kişilerin o zamanlarda yaptıkları öncü yatırımlarının karşılığını fazlasıyla aldıklarını ve hak ettiklerini ifade ediyor.
O dönemlerde sektörün geliştiği, büyüdüğü, karlılığın fazla olduğu ve kimi zaman karşılaşılan zayiatın telafisinin kolay olduğu değerlendirmelerinde bulunan Çakır en önemli olanın ticaret ahlakı denen bir anlayışın varlığı olduğunu vurguluyor. Bu dönemlerde bir nevi sözün senet olduğunu, insanların sözüne güvenerek mal satıp, ödeme almaya gidildiğinde parasını evinden getirip verdiğini, her şeyden önce iş ilişkilerine güvenin hakim olduğunu belirtiyor.
Çakır bunu bir müşterileri özelinde şöyle örneklendiriyor: “Plotter sattığımız bir müşterimize, makineyi aldığında senet, çek yapmadan, antetli kağıdımıza ödeme planı hazırlayıp vermiştik. O da ödemelerini yapıp bitirmiş ve işleri de bir o kadar artmıştı. Gayet güzel projelere imza atarak firmasını büyütmüştü. Şimdi o müşterimiz, o kağıdın kendisine uğur getirdiğini düşünerek cüzdanının bir köşesinde, yırtılmış olsa da hala sakladığını bir fuarda yanımıza gelerek söylemiş ve bize kağıdı göstermişti. Bu da hem gurur verici hem de oldukça duygulu bir andı.”
Sektörde ithalatçı ve malzeme tedarikçisi olarak devam eden Eray Reklam bu çizgisini her daim korumuştur. Firmada çalışan tüm elemanlar kendileri tarafından yetiştirilmiş olup, satış temsilcisi olarak sektöre kazandırılmıştır. Firma misyonu gereği her zaman sektörün temiz, doğru ve güvenilir olarak büyümesine katkı sağlama amacı taşımıştır.
2008 yılında ARED Yönetim Kurulu’na giren Çakır burada 10 yıl boyu görev almıştır. Birçok komitede çalışmış ve bu süre içerisinde pek çok proje gerçekleştirmiştir. Özellikle meslek liselerindeki geleceğin endüstriyel reklamcılarını destekleyen çalışmalarda bulunmuş ve sektörün Endüstriyel Reklamcılık ismini almış olması için yoğun çaba sarf etmiştir.
Çakır inovatif düşünce sistemine vurgu yaparak baskı makinası satmaya başladıkları zamanlarda, belediye otobüslerine ve kendi araçlarının üzerlerine ‘Biz Para Basıyoruz’ sloganıyla dolar resmi bastıklarını, bunun oldukça dikkat çeken bir reklam olduğunu ve hatta bir seferinde polisin çevirip “Siz kalpazan mısınız?” diye sorduğunu anımsadığını belirtti. ☺ Sektörü kendisine anlatmak için epey zaman harcadıklarını, şimdi dönüp düşündüğünde bunun gibi çok fazla gülümseten anılar topladıklarını da ekledi.
Çakır bu hikayeye değinmesinin hemen ardından sözlerini, iş hayatında benimsedikleri temel prensibi belirterek; “Sektörde misyonumuzun farkında olarak yenilikleri yakından takip ettik, hatta çoğuna öncülük ettik diyebilirim... İşimizin temeline inovasyon ve güveni koyduk.” şeklinde noktalıyor ve ekliyor: “Bu anıların bir köşesinde, tanıdık bir ses duyan tüm meslektaşlarımıza selam olsun, sağlıkla kalın.”